forkredit.com | Îôîðìëåíèå ó÷àñòêà | vivaspb.com | finntalk.com
Yazdır
PDF

Türkiye’nin, İktidarın, Gülen Hareketinin, Medyanın, Sosyetenin, Ünlülerin, Sanatın ve Halkın İtibarı Mühim Mesele

Aktif .

ETİKETLER:Necef Uğurlu

NECEF UÄžURLU - KAYDA GEÇSİN 

Türkiye’nin itibarı yani prestiji, gururu, kredisi meselesinin  son günlerde  gündeme gelmesi olumlu bir geliÅŸmedir, ülkenin itibarı hepimizi ilgilendirir. 

Lakin ülkelere itibarını yaptıkları iÅŸlerle bireyleri  saÄŸlar .

İktidarlar, baskı grupları ayrı ayrı veya zaman zaman mutabakatlarla  kendilerine göre ‘ tekin’ bulup seçtiklerini  ve kendilerinden gördüklerini destekleyerek ülkemize   dünya nezdinde prestij kazandıramayacaklarını  göremediler , 11 yılın acı bilançosu budur.

Liyakat sıfırlanınca işler yürümüyor.

Bu durum  sadece  iktidarın kabahati deÄŸilmiÅŸ, mutabakatlar varmış bunu anladık .

Mutabakat sadece iktidarla Gülen Hareketinden ibarette değil, özellikle medyada.

Fazıl Say’la didiÅŸenlere bakın görebilirsiniz. 

Fazıl Say Avrupa Konseyi , Avrupa Parlamentosu ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin bulunduÄŸu Strasburg kentinde sahne aldığında ayakta alkışlandığında ve hakkında müzik severler, otoriteler  ‘kusursuz tekniÄŸi ve muazzam enerjisiyle uluslararası müzik sahnesinin en heyecan verici piyanistlerinden biri ‘ diye övüldüğünde ülkemiz itibar  kazanır , kazanmıştır.  

UÄŸradığı bunca kötülük ve zulme karşın Fazıl Say inatla ülkesine itibar kazandırmaya devam etmektedir , dayanıklı bir vatanseverdir. 

Ve tabii müzik yalan söylemez , ve  bunun için Fazıl Say hala ayakta.

Siz ÅŸimdi Fazıl Say’ın yerine   UÄŸur Işılak’ı koyabilir misiniz, canım Sakarya Türküsünü  senfonik beste yapıp ortasında vaz geçip ÅŸiir okuyan  ‘baÅŸ tacı’ Işılak da olsun çok istiyorlarsa ama iktidarın birini diÄŸerinin yerine koyma tutkusu mahvetti bizi.

Açık konuşalım Strasburg Uğur Işılak’ı yemez , ne konsey kalır, ne parlamento , ne mahkeme dağılırlar . Maksat buysa diyeceğim yok tabii.

Peki ; Kendini  laik , Atatürk’çü  tanımlayan  medyanın  ‘stilini yaratanlar’  partisi daha mı itibarlıydı, çaÄŸdaÅŸ kadın  kadrosundan  ünlüler ve 3. sayfa ÅŸahsiyetlerinin bir bir ekran mikrofonu karşısında elbisemin markası ÅŸu, çantam bu, ayakkabılarım ÅŸurdan diye üst baÅŸlarını anlatmalarına övgüler yaÄŸdıran sunucular çok mu itibar kazandırdılar ülkeye ?

Hem stilim var diyeceksin hem çeÅŸitli markaları noel aÄŸacı süsü gibi üstüne yapıştırıp bir de giydiklerinle övüneceksin, ne stil ama ! 

Olay İstanbul’da cereyan etti İstanbul’lular , bu gibi davranışlara  ‘ Aaaa, Mahalle kızları’ derler .

Stil fikrin tasviridir aslında , bu manada giydikleri fikirsizlikleri gösteriyordu .

Feryal Gülman’ın tacına bayıldım doğrusu , kılıç kuşanma töreni sonrası mezunen bulunuyordu ! Korktum, her an krallık ilan edip kraliçe olabilir gibi duruyordu.

Hele sunucuların ‘thank you so much’ dan ibaret yabancı dil bilgileri , konuk yabancı müzisyenlere  sordukları soruların cevaplarını Türkçeye çevirememeleri  geceye büyük itibar kazandırdı ...adamların çaldıkları enstrümaların isimlerini bile söyleyemediler , tutuldular herhalde  yoksa Nefise Karatay’ın kültüründen ne şüphe yıllardır kültür programları sunuyor  . 

İtibar meselesinin medya ve medyada gündem oluÅŸturanlar neresinde, eÄŸri oturalım doÄŸru konuÅŸalım ve incelemeye  devam edelim .

Bırakın medyamızın itibar kaybını , medyanın temel oyalayıcı malzemeleri  olan  ünlülerinin kaçta kaçının itibarı yerinde ?

OÄŸluna kendini siper eden babaların kültüründen oÄŸlunu kendine koruma yapan baba noktasına geleli  uzun zaman oldu , böyle bir  sanatçının hangi itibarından söz edebiliriz.

EÅŸlerini dövmesi olaÄŸan karşılanan adamlar için ‘ama sesi çok güzel , bilmem kaç oktav çıkıyor ‘  diyenler olmuyor mu insanın kanı donuyor. 

İtibar bu adamın yanına uğrar mı ?

Para ve güç  üzerine kurulan yeni Türkiye düzeninde, özellikle medyada böylelerinin hem para hem prestij kazanmaları için gayret gösteren ciddi klikler   var .

Fakat sonuçta  para ,  gündem evet,  ama itibar kazandıramıyorlar. 

Ve bunlar ne devlet, ne paralel devlet dinlerler, baÅŸlarına buyrukturlar viral enfeksiyon gibi  medyayı solunum yoluyla  enfekte ettiler .

İtibar kazanmak için bir zahmet  insanın bir ÅŸeyler yapması gerekir , yaptıkları önemlidir etrafının tezgahları deÄŸil.

Tezgahlarla  var edilen medya insanları yarattılar , el birliÄŸiyle . 

Bu medya Frankenstein’ları arasında labaratuara düşmeden önce gerçekten deÄŸerli olanları da vardı şüphesiz ,  ama ÅŸimdi halleri içler acısıdır .

Batakçıların , banka boÅŸaltanların binbir katakullinin mucitlerinin eÄŸlence gecelerinde ÅŸaklabanlık yapanların vatanseverlilikleri gibi sanatları da evrensel ölçekte deÄŸer bulmaz.  Yeteneksiz olduklarından deÄŸil büyüleri , gizlerini kaybettiklerinden .

‘Gizemi olmayanın  itibarı olmaz, bilinirlik aÅŸağılanmayı, hor görmeyi besler ‘ diyor De Gaulle, o  De Gaulle ki  Fransız halkına gururunu iade etti diye bilinir söylenir (Vichy hükümetinin yaptıklarından sonra halk kendine zor geldi ) Sayın CumhurbaÅŸkanından De Gaulle olmasını elbette beklemiyorum , muhterem Hanımefendi George Clooney ile mukayese etmiÅŸti zaten, benzetme büyük yerden bana susmak düşer.

Her tarafları açıkta  ‘sanatçı’  nereden itibar sahibi olacak , mümkün deÄŸil.

Gündem olma nedenleri övündükleri ÅŸeylere bakın ;  arabaya   indi , bindi, cipi karısına aldı, karısı kocasına cipi geri verdi , yürüyüşe çıktı, yanında yaÅŸam koçu koÅŸtu, ata bindi, at tepti, attan indi eÅŸeÄŸe bindi, ustam dedi, pehrizcisi her gün salata getiriyor aç kalmak için ayda 1000 TL  ödüyor , gece klübü kapısında zurna olduÄŸu için  düştü , taksiye bindi, Russel Crowe’la çapkınlığa çıktı, kız kardeÅŸi aslında kızı mı, evli deÄŸilim dedi hem evli hem çocuklu  çıktı , ve sonunda  mutlaka bu halleri kayda geçiren magazincilere  saldırıyla son bulan geceler, günlerde yaşıyorlar .

Özkök sitcom medyası bunlarla senelerce oyaladı , ödüller bile verdi ama itibar getirmedi , getiremedi elinden gelmedi .

Hele evrensel ölçekte itibar arayışları ve kimilerinin dünyaya kafa tutmaya hazır olduklarını zannetmeleri çok hazin, paranın tek kriter olduğuna vehmetmeleri ve küçük kafalarıyla düşündükleri uyanıklıklar tam bir fiyasko.

İtibarın , sanatın,  bir filmin Oscar kriterlerini hiç mi anlamıyorsunuz yahu. 

Bunu baÅŸarabileceklerin az mı önü kesildi , itibarsızlaÅŸtırılmaya çalışıldıayrı konu. 

İtibarsızları da itibar sahibi yapmaya çalışarak dünyayı kandıracağını zannetmek nasıl bir  aymazlıktır. 

Bu medyada  ,   televizyonda  afedersiniz yellenerek Happy Birthday parçası çalsın diye yurt dışından adam  getirdiler   ve aile deÄŸerlerini temsil ettiÄŸini söyledikleri  dizinin baÅŸ rol oyuncusu Pınar AltuÄŸ  adamın kıçına mikrofon tuttu.

Hangi itibardan bahsediyoruz ?

O kanalın yöneticisi mi itibarlı, sahibi mi, adamın kıçına mikrofon tutup laiklik , Atatürk’den bahseden mi  ?

Artiste prestij kazandıran taklitleridir derler , ama taklitler para kazanır artist sürünürse o ülkenin  prestiji  olmaz , dahası dünyaya rezil olur  ve ülkemizde uzun zaman olmaktadır.

Åžarkıcı taklidi, televizyoncu taklidi, yönetmen taklidi, yazar taklidi , siyasetçi taklidi, magazinci taklidi, sporcu taklidi , ünlü markaların taklidi  aklınıza gelen hemen herÅŸeyin taklidi sahicilerden çok daha fazla kazanıyor  ve devletten maalesef destek görüyorsa ve Türkiye yenilmeye doymayan pehlivan gibi bunların peÅŸinde sürüklenerek  rezil oluyorsa itibardan söz edemeyiz.

Mesela yarışmalara insanlar dünyada prestij için katılırlar .

Yarıştığın yerin prestii yoksa kazandığın dereceninde olmaz.

Bunun için jüriler aslında itibarlarıyla ÅŸeref verirken kararlarıyla yarışmacılardan daha zor sınavlardan geçerler. 

Özellikle Antalya Belediye başkanı umarım bu satırları okur.

Ömür Gedik bile  konser verdi  Altın Portakal’da mesela ,unutulur gibi deÄŸil,  festival Antalya’ya turist getiriyorsa ÅŸayet iddia edildiÄŸi gibi , gelen kaçtı duyan rezervasyon iptal etti herhalde. 

Hadi o kendi itibarını düşünmüyor festival  itibarını hiç düşünmedi mi ? 

Hangi akla kadına şarkı söylettiniz, Ömür Gedik nasıl bir güçtür ki koca Antalya Festivalinin itibarını yerle bir edebildi ?

Festivalle , ünlü sanatçılar , medyatikler panayırı ayrı şeylerdir.

Wimbledon’a   prestij için katılırlar.

Nobel’e kimse reklamı olsun  diye önerilmiyor .

Kayda geçirelim itibar meselesinde önemli noktalardır.

Son günlerde  dünya şöhretlerinin kıçına takılarak prestij elde edileceÄŸini sananlar da yanılıyorlar , eskiden teÅŸebbüsler vardı ama ÅŸimdi iÅŸ iyice büyüdü .

Nasıl olmasın bir siyasetçimiz bir zamanlar Kevin Costner’da bizi destekliyor buyurmuş örnek olmuştu , sonra adamı THY reklamlarında izledik.

Bakalım Russel Crowe nereden çıkacak.

İnsanlık onuruna deÄŸer veren  güç  ve prestij haklı bir övünç (arogance) getirir, Türkiye’nin ihtiyacı vardır.

Neden  ‘Türk, övün, çalış , güven’  cümlesinde sıralama ‘övün’ ile baÅŸlar, çünkü çalışmanla övünmek yakışıksızdır, böbürlenmeye girer, ama önce kendine deÄŸer ver, saygı duy varlığınla gurur duyan bir insan ol anlamı taşır ‘övün’ kelimesinin önceliÄŸi .

Ülkesiyle hayatı paylaştığı insanlarla ve özelinde sevdiği adamla, kadınla gurur duymayan insanların ülkesi olmak kime , neye itibar kazandırır.

‘Sen çekil kenara ÅŸimdi sıra bende ‘  yılları oldu itibarımızı mahveden.

Şimdi ne yazık ki bu korkunç komplonun mutabakat noktalarını öğreniyoruz.

DoÄŸrusu İktidarla Gülen hareketi arasında  ortak nokta   sadece  Ajda Pekkan , Muazzez Ersoy teveccühleri  ve popüler kültürün içinde olma arzularını görüyordum. Bir de marifetleri malum terminatörlere medyada ekranlarını açmaları.

Malum ,  toplumun her kesimini gururlandıran Türkçe Olimpiyatları’nı son yıllarda popüler kültür yansımaları ile revüye çevirdiler ,seçilen bazı parçaları dinledikçe  pek çok insan siz bu yoz popüler kültürü mü öğretip o canım emeklerinizi mahvediyorsunuz diye içinden geçirmeye baÅŸladı.

Ama şimdi pek çok değerli insanı heder eden, işsiz bırakan başka mutabakatalar olduğunu üzülerek görmekteyim.

Görevden alınmalar özellikle medyada pek çok stratejik noktayı birlikte tuttuklarını ortaya koyuyor, hazin çok hazin.

Hareket entelleküel noktada çok kuvvetliyken bu basit ve ufak hesaplara önce kendini çoktan kurban etmiş.

Her iki tarafı da itibarsızlaÅŸtıran ÅŸeyin  kendi medyaları olması da bir baÅŸka ortak mukadderat gibi duruyor.

Elbette hareketin içinde bu kaosun içine düşmüş ama hala ışıldayan pırlantalar var, ve onlar  hiç bir zaman deÄŸerlerinden kaybetmeyecekler  , ama kaybedilen itibarı yerine getirecek güce ve iradeye sahipler mi bilemiyorum .

İtibardan vaz geçtik, şimdi zafer kimin ?

Onurlu insanlar sembolik zaferlerle oyalanmazlar  hele kanlı ve kaba zaferlere  asla .

Bunun için intihar saldırıları itibar kazandırmadı Müslüman dünyaya.

Kutuda bulunan paralar ne olacak ?

Açık konuÅŸacak olursak koskoca ABD’nin   Irak’ı istila etmesinden sonra dünyada  itibar kaybı   ülke içerisinde de yayılınca   Amerika’nın deÄŸerlerine önem veren   onurlu insanlarının  itibar kaybından memnuniyetsizliÄŸi  karşısında  sanat ve televizyon dünyasında çıkan yapımlara , karşı çıkışlara bakın, itibar böyle geri kazanılır dedirten cinsten .

İşte bu filimlerden birini  bizim eski kültür bakanı Günay yasaklamaya kalkmıştı  .

Güçlü devletlerde , devletin stratejileriyle  paralel koÅŸan sinema vardır, sanat vardır , medya vardır , ve hareketler yani STK’lar  vardır ve eleÅŸtirel güçleri devlete bu paralel koÅŸuda güç katar, ÅŸimdi  mevcut durumda hangi paralel koÅŸudan bahsedebiliriz ?

Paralel devlet mevlet yok .

Sadece çıkar adacıkları oluÅŸturmuÅŸ insanlarlar  ve hırsları  var. 

Paralel koşu kim, onlar kim her gün başka tarafa atlıyorlar, yövmiyeyle çalışıyorlar belli kim daha fazla verirse hoop oraya .

Bunlar itibardan ne anlar.

İtibar seminerleri, söyleÅŸileri , yönetimlerinde yer alanlara bakın, kimilerinin varlığı zekamızla alay etmek gibi, ee bu kadarını da  kayda geçireceÄŸiz.

İtibar ÅŸart ,  devletle halkın paralel bantta koÅŸtuÄŸu güçlü bir Türkiye için,  itibarımızın iadesi için sandığa gideceÄŸiz.

Pandora’nın kutularında daha neler varsa elbirliğiyle bir bir boşaltıp içinden çıkanları yerine koyacağız , Allahın İzniyle.

Sevgiyle efendim...

necefugurlu@gmail.com

 

DKM ARŞİVİ