Kalın Kaşlar ve ‘Makul Şüphe’lerim
NECEF UĞURLU - KAYDA GEÇSİN
TV Dizilerimizde uzun süredir durum parlak değil. Ekranlarda önce diziler bozuldu.
Özgün iş çok az, nitelikli oyuncu çok az, iyilerin arkasında duran bir kamu yayıncılığı iradesi hiç yok , palavra çok , hemde uluslararası bunu sonra irdeleyeceğim , üstüne üstlük son günlerde bir de kalın kaş modası çıktı .
Dizinin ruhu, zamanı, konusu , oyuncunun fiziki durumu, rolüyle bağlantısı hiiiç önemli değil, birden kadın oyuncuların hemen hepsi kazan kulpu gibi kaşlarla boy göstermeye başladılar ekranlarda .
Yakışanı var yakışmayanı var, tuhaf olan kadın oyuncular kaşlarını kalınlaştırırken bazı erkek oyuncuların alıyor olması , hayırlısı .
Özel hayatlarında olsa bize ne, ama dizilerde ki rollerinde birden olunca ne oluyoruz deme hakkımız var.
Oyuncular da , yani çoğunluk mankenler razılar , nedir bu halim kömürlük penceresi gibi diyen yok . Oyuncular sorgular nedir bu makyaj diye , bunlar ne modaysa yapmaya hazır kız çocuklar, oyuncular arasında yapan yok mu , vaaar....
Bu durumun nedenleri hususunda makyöz ve ‘ oyuncu olmayan oyuncu işbirliği ‘ ve oyuncu olanların ortama uyma kaygısı , mankenlerle aşık atma yanlışı hususunda ‘makul şüphelerim’ var.
TV Dramalarında bu kalın kaş işi ‘makul’ değil. Gözümün bebeği Bennu Yıldırım neydi o kaşlar yeni dizinde , bana bu yazıyı yazdırdın.
Bu ‘Makul Şüphe’ konusu TV ‘lerde çok tartışılmakta.
Tutmamış diziler hususunda da bir ısrar bir ısrar , Kurt Seyit ve Şura futbolda Fatih Terim ısrarcılığına döndü. Bıktık .
Tutmayan , başarılı olmayan niye devam eder , bu konuda da ‘Makul Şüphelerim var’.
Başarı mecburiyeti devam kriteri olmuyorsa , bir nevi verimlilik denetimi kıstası olan reyting ölçümleri demek göstermelik .
Yani reklam veren izlenme peşinde değil, çok ilginç.
Bu olabilir ama söz konusu işin kamu yayıncılığı açısından önemli faydası varsa , yoksa para dayanmaz.....Kurt Seyit ve Şura kamu yararı olan ne anlatıyor çözen varsa bana yazarsa sevinirim, aydınlanırım şu an nasıl devam ediyor hususunda ‘Makul Şüphelerim’ var.
Tıpkı son günlerde gol yiyen milli takımımız gibi gibi oldu bazı diziler.
Halbuki diziler moral yükseltmek için yapılır, tıpkı milli maçların galibiyetlerinin hepimizi ortak bir sevinçte birleştirmesi gibi.
Hem yiyoruz golleri,hem izlemiyoruz dizileri hem de bu durumu eleştirenlerin sopa yemediği kalıyor.
Durum normal değil, ‘Makul Şüphelerim ‘ var.
Herkes kör, alem sersem
kırılırım bu ortamda para götürmezsem durumlarının üzerine giden yok.
Erzurum kış olimpiyatları açılışını hatırlayın , onca masraf, gösteriş , danslar kıyamet harcananlar ortada kısa bir süre sonra atlama kulelerinin önündeki pistler dağıldı be....Allahtan kimse ölmedi .
Alay konusu olmadığımız bir kış sporları kalmıştı o da tamamlandı !
Şimdi Erzurum Valisi ne diyor ; reklamın iyisi kötüsü olmaz, zaten gelen giden de yok mealinde sözler, devletin valisi söylüyor yatırımın ne halde olduğunu , ‘Makul Şüphe’ daha nasıl olacak ? Harekete geçen var mı ?
Medya enkaz oldu dumanı tütüyor yoksa Nihat Hatipoğlu Türizm sektörüne niye geçsin , belki de yoruldu artık telefonla ‘iman aklı’ vermekten .
Sorulanlar ‘ Hocam dişimi fırçalarken diş macunu yuttum orucum bozulur mu tarzı sorular ‘ yani özde inancından haberi olmayanların sorabileceği türden sorular .
Yahu inancın sana ne emrediyor bilmiyorsan telefonla bağlandığın Nihat Bey mi öğretecek. Kitabın orada al oku. Akıl dini, barış dini sen daha diş macunundasın.
Malum Hristiyanlar günah çıkartırken açık net söylüyorlar, ilk cümle ‘ Father I have sinned’ yani ‘Günah işledim.’
Ne halt ettiklerini biliyorlar bal gibi , affedilmek istiyorlar .
Onlarda sağ olsunlar Allah’tan isteyeceklerini Papaz’lardan istiyorlar , bizim farkımız Yüce Rabbim’den isteyeceğimizi kuldan istememek.
Şu teelvizyonlarda düştüğümüz hale bakın .
Ortadoğu ise sakatatçı dükkanına döndü İslam dünyası, kelle , mide paça bir tarafta , ayıp ayıp , burada da televizyonlarda sorulanlara bakın.
Elbette dinin temel felsefesini derinliklerini usulünce tartışan dini içerikli programlardan çok aydınlatıcı olanlar var, mesela Kızıltepe’nin idare ettiği ‘Ufuk Ötesi’ ni kaçırmamaya çalışıyorum.
Gelelim ‘Makul Şüphe’ meselesine ; şüphe hukukun , bilimin, hatta teolojinin temelinde var.
İmanda şüphe yok gerisi şüpheyle ilerliyor , gelişim, değişim başka türlü nasıl olacak.
Bu nedenle ikide birde ‘ateizm’ i rakip din sayıp didişenlerin zekasından da ‘makul şüphem’ var.
Ayrıca biz makul olmayan şüpheci bir gelenekten geliyoruz ve yakışmıyor % 99 Müslüman olma iddialarımıza .
Koca karısından şüphe ediyor , kaynana gelininden, ortaklar , komşular birbirlerinden , solculardan şüpheye ömürlerini bir vehme kurban edenler oldu , Sayın Muhbir Vatandaş’ anonslarını hatırlayın.
Bu kadar şüpheye karşın bilimde ilerlememiz yok çünkü makul değil şüphelerimiz.
‘Makul Şüphe’ üzerine harekete geçen hukuka ilk aklıma gelen çarpıcı örnek Khodorovski olayıdır, malumunuz önce ‘makul şüphe üzerine’ daha sonra vergi kaçakçılığı, para aklama , zimmet vs’den yıllarca yattı , Genscher’in ricası üzerine Putin tarafından affedildi , 15 milyar dolar servetinden geriye eline 170 milyon doları kaldığı söyleniyor, işin özeti Putin’in enerji alanında büyük kaynaklara el koymasıdır, devlet olarak , Khodorovski liberal, özel teşebbüs , hayır hasenatları filan tırı vırı kalmıştır ....
Bizimkilerin niyeti bu ‘makul Şüphe ‘ ile özelleştirdiklerini devletleştirmek mi , yoksa hoşlarına gitmeyenleri ebelemek mi takdirlerinize bırakıyorum.
Neyse , özetle içinde bulunduğumuz hiç makul olmayan şartlarda kafayı üşütmemek için gayret ediyoruz bu medyayla zor. Kalın kaşlılar son damla oldu bende.
Bakın THY emanet edilen adam ne diyor ‘Ebola kötü değil bulaşınca öldürüyor ‘ ! Şimdi kendisi hakkında işini doğru yapıp yapamayacağı hususunda ‘Makul Şüphe’ duymamız gerekmez mi ?
‘Makul Şüphe ‘ kanıtlama zorunluluğunu ortadan kaldırmıyor , iftiraya yer yok .
Adam kendi ağzıyla söylüyor , kameraların önünde , o da mı montaj .
Kamu vicdanında ‘Makul şüphe’ ‘makul’ insanların vicdanıyla çok bağlantılı.
Sonrası hukukun işi. Aralık’ta olan bitenler ve sonrası geldiğimiz noktada makul insanların vicdanı rahat değil. Hukuk’un rahat mı ?
Bu makul olmayan hallere direnen namuslu, dürüst , ülkesini seven, kendi halinde, mütevazi, kanaatkar , ilkecil ve en önemlisi işinde başarılı nice değere enayi , salak, uyumsuz, huysuz , deli diye adlar taktılar işsiz bıraktılar en hafifinden ....
Şimdi makul olmayan iktidarın elinde ‘Makul Şüphe’ neye dönüşür diye düşünüyorlar.
10 yıldır aklınıza gelmedi mi diye soranlara hiç kızılmasın.
Bir zamanlar ‘sol’ du , şimdi Gülen hareketi olağan şüpheliler olarak nöbetini devraldı , artık buna bir son vermeli ve yemezler demeyi öğrenmeliyiz.
Deniz Gezmiş’i katil diye suçlayan aynı cadaloz şimdi hareketi suçluyor, tekrar ediyorum yemezler demeyi öğrenmemiz gerekiyor.
idrâk-i meali bu küçük akla gerekmez
Zîrâ bu terâzû o kadar sıkleti çekmez
Ziya Paşa’ya rahmet okuyarak
sevgiyle kayda geçiriyorum
ÅŸimdilik elimizden gelen budur .