
Bir kaç ayd?r gündemdeki konular gazetecileri ve gazete sahiplerini daha yak?ndan ilgilendiriyor. Bu konulardan biri de Zaman Gazetesi Genel Yay?n Müdürü Ekrem Dumanl?'n?n yazd??? 'tasfiye edilecek gazete(ci)ler listesi' oldu. Kö?e yazarlar?n?n kimi üstüne al?nd?, k?zd?, kimi alk??lad?. Dumanl? ve gazetesi ?imdi de kampanyasyla gündemde...
Geçen y?lki kampanyas?nda insanlar?n 'yaftalama' zihniyetini ele?tiren Zaman, yeni reklam filminde 'Ön yarg?lar görünmeye duvarlar?m?z' diyor. Ekrem Dumanl?'n?n hem kö?esinde hem de reklam filmlerindeki sloganlarda ?srarla göstermeye çal??t??? ?ey neydi? Bu sloganlar nas?l ortaya ç?k?yor, nas?l bir felsefe güdülüyordu? K?sacas? onunla 8 y?ld?r yazd??? medya yaz?lar?n?, okuru bir milyona ç?karman?n anlam?n?, ön yarg?lar?, dini hassasiyetleri, Zaman'daki rolünü, merkez medyay? içine alan uzunca bir söyle?i yapt?k.
8 y?ld?r medya ile ilgili kö?e yaz?lar? yaz?yorsunuz. Nas?l ba?lad?n?z?
?htiyaç yüzünden ç?kt? asl?nda. 3 Kas?m 2001 y?l?nda, gazetenin mizanpaj?ndan haberine kadar bir çok alanda de?i?iklik ve yenilik yap?ld?. Bunu Lütfi K?rdar'da yapt???m?z büyük toplant? ile deklare ettik ve kamuoyuna ?unu söyledik; bundan böyle daha sakin ama ne söyledi?ini bilen, ba??rmayan ama duru?u net olan, bilgi a??rl?kl? bir gazete ç?karaca??z.... Elbette bu de?i?imi okurlar?m?za da izah etmek gerekiyordu, arkada?lar "sen yaz" dediler, öyle ba?lad?k.
Asl?nda kendi okurunuza sesleniyordunuz...
Evet. Kendi okuruma 'biz böyle bir gazete yap?yoruz. Sebebi de budur' deyip anlatmaya ba?lad?m.
Ama son zamanlarda yazd???n?z yaz?lar, farkl? aç?lardan kamoyunu yak?ndan ilgilendirdi...
Hafta içinde durum de?erlendirmesi yap?yoruz. Ço?u kez arkada?lar?ma, 'bu hafta ne yazal?m' diye dan???yorum. Onlarda haftan?n en önemli medya konusunu belirliyorlar ve onu yaz?yorum. Sonra ise di?er editör arkada?lar?ma bir 'itirazlar? var m?' diye gönderiyorum.
Yaz?lar ekip çal??mas? yani...
Tabi tabi. Dünyada gazetelerdeki editörlük yaz?lar? da böyledir. Bir editör yaz? yazar, masaya koyar, di?er editör de eline k?rm?z? kalemi al?r, gramer, anlam ve bilgi hatas?na kadar hepsini inceler.
Bu durum 'tanr? yazarl?k' kavram?n? ayk?r? de?il mi?
Türkiye'de var olan bu 'yazd???m yaz?ya kimse dokunamaz' ilkesi bir saçmal?kt?r. Çünkü gazeteyi ayakta tutan ortak ak?ld?r. Bireysel dehalar, Einstein'lar geçmi? ça?lar?n efsanesidir. Bundan sonra ortak akl?n dehas?, bireysel akl?n çok üstündedir. Ortak ak?l, ortak vicdan ve ortak duyarl?l?k, bir yönüyle de kamuya i? yapan mesleklerde en kritik nokta haline gelmi?tir.
Siz pek çok konuda sadece okuru de?il medyay? da etkileyen yaz?lar yazd?n?z...
Zaman zaman medya ile ilgili önemli tart??malar oldu. "411 el kaosa kalkt?", "dan??tay sald?r?s?" gibi. Orada yine hedefim kendi okuyucumdu. Yani 'meselelere böyle yakla?mak do?ru de?il' demeye çal??t?m. Ço?u zaman bir hatay? ele?tirirken, hata yapan ki?inin ad?n? anm?yorum ve o gazeteyi de de?ifre etmiyorum. Tart??t???m konu ki?iselle?tirilecek bir konu de?il. Bir prensipten, meslek ilkesinden bahsediyorum. ?htiyaç kalmazsa yaz?lar? b?rak?r?m.
Peki yazd???n?z günden itibaren medyada ne de?i?ti?
De?i?tirmek de?il ama bir amac?m vard?, onlardan birisi ?uydu; okuyucuda gazete kültürü olu?turmak...
Peki olu?uyor mu?
Tabii ki olu?uyor. Bugün sadece Zaman okuru de?il de?i?en, Türk okurunda da yeni aray??lar var.
Gazetelerin içerik, tutarl?l?k, bilgi ve etik sorunu traj?, bunlar?n tümü de gazete kültürü sorununu tetiklemiyor mu?
Kar??l?kl? bir etkile?im var. Ancak bu, 'n'apal?m böyle gelmi? böyle gider' gibi bir duyguya itmemeli bizi. Nas?l kar??n?za ' Oxford vard? da biz mi okumad?k' cümlesiyle ç?k?yorlarsa, birgün de 'The New York Times' vard? da biz mi okumad?k' diyebilirler. Bu nedenle kalite aray??? kar??l?kl? olmal?.
Medyan?n kendini resetleme dönemi gelmi? olabilir mi?
Bu medyan?n kendi ba??na yapabilece?i bir ?ey de?il. Burada ana dinamik toplumdur. Toplum; "ben böyle gitmesini istemiyorum" veya "çok memnunum" demeli. Toplum bu tercihi ortaya koydu?unda, medya da hizaya gelecektir. Kendini ayr??t?racakt?r. Mesela; 'Ben magazin gazetesiyim' diyecektir. Di?er tarafta da baz? gazete ve televizyonlar; 'ben olabildi?ince referans bir gazeteyim. Çünkü benim güçlü bir yaz? i?leri kadrom var' diyebilmeli.
Medyan?n 'taraf' ya da 'kar??t' alg?s? ne kadar de?i?ti?
Tarafl? olmak ile adil olmak aras?nda fark var. Kanaatime göre 'Objektif' kelimesinin mesle?imizdeki kar??l??? tarafs?zl?k de?il, adil olmakt?r. Çünkü gazete yönetimi mutlaka taraft?r. 'Taraf de?ilim' diyen yalan söyler. Bir haberi birinci sayfada girerseniz, taraf olursunuz, ayn? bilgiyi içeride girseniz, yine taraf olursunuz. Orada önemli olan adil olmakt?r. Ben görü?üne kat?lmad???m ki?iden veya bir gruptan bile söz ederken onun da söz hakk?na müracat ediyorum: "Sizinle ilgili böyle bir suçlama var, ne dersiniz?" dedi?inizde önemli oranda objektif say?l?rs?n?z. Medya yeni bir döneme girdi mi, yoksa girecek mi bunu toplum bilinci olu?turacak.
Bu konuda bir öngörü geli?tirdiniz mi?
Bugün toplum yirmi y?l önceki gibi de?il, bunu herkesin anlamas? laz?m. So?uk sava? döneminde, insanlar kendi ideolojilerini besleyecek gazete ve dergi okuyor, yani tek kaynaktan besleniyorlard?. Fakat so?uk sava? dönemi bitip, Berlin Duvar? y?k?ld?ktan sonra durum de?i?ti. Art?k bizim ?unu görmemiz laz?m; insanlar?n beynini y?kay?p, tek tarafl? dü?ünmeye zorlayarak gazetecilik yapmak mümkün de?il. Teknoloji devriminin içinde hayat?n? geçiren insanlar?, eksik bilgiyle, kurnazl?kla, yalanla, iftirayla tatmin etmek mümkün de?il. Yeni insan?n, o bir y???n bilgi aras?ndan, çok sesli, ?effaf, kat?l?mc?, ço?ulcu bir medyay? talep edece?ine inan?yorum.
Peki medya aras?nda olan çeki?meler, çalkalanmalar okuyucuya nas?l yans?yor?
Medya üzerinde ç?kar?lan gürültü ve pat?rt?n?n, kamu vicdan?nda böyle olmad???n? gördüm. Tasviye yaz?lar?ndan sonra ?unu söyledim; 'bu kadar rencide olduysan?z, engizisyon mahkemesinde yarg?lanan bilim adamlar? gibi yapay?m. Beni 'dünya dönüyor' dedim diye bu kadar döverseniz ben de 'dönmüyor' derim ama kap?dan ç?karken yine 'hala dönüyor' derim. Lakap takarak, a?a??layarak, döverek, söverek gazetecilik yapmak mümkün de?il. ?nsanlar?n içinde ya?ayan biriyim. Kimse bana 'karde?im ay?p oldu' demiyor.
Bu tepkilerin gelece?ini tahmin etmi?tiniz ama...
Tabiki. Kral ç?plak demek gerekiyor. Kral ç?plaksa ben ne yapay?m?
Tasfiye edilecek gazeteciler listesi medyay? epeyce me?gul etti. Bu sözlerinizi 'devlet medya' düzleminde söyledi?inizi dü?ünenler oldu. Çok tart???ld?, sanki yanl?? anla??lmak da biraz i?inize geldi gibi...
Bu konuyu kö?esine ta??yanlar?n önemli bir k?sm? yaz?y? okumadan yazd?lar. Ben 'kibirle de gazetecilik yapanlar ayakta kalamayacak' diyorum, bizim camiadan 'bu bir kibir de?il mi' diye yaz? yaz?l?yor. Yaz?mda "hükümeti, devleti kastetmedi?imi" söylüyorum. Bu yaz? en çok yazar?n? ba?lar. Yani 'Zaman Gazetesi yalan haber yaparsa, toplum yakama sar?l?r.' diyorum ba?kas? üstüne al?n?yor. Ne yapabilirim ki?
Siz 'yay?n yönetmelerini bu yaz?y? yazmadan önce arad?m' dediniz. Kimleri arad?n?z?
?sim vermem do?ru olmaz. Birlikte oldu?umuz seyahatlerde f?rsat bulup bunlar? konu?uyoruz. Benim yad?rgay?p ay?plad???m ?ey ?u; kö?e yazarl???n?n hakaret mekanizmas?n?n yanl?? oldu?unu, yalan haberin bütün gazetecili?i etkiledi?ini, gazetecili?e olan güvenin sars?ld???n?, zaten aram?zda konu?uyoruz. Yazd?ktan sonra da 'sen bizi mi kastettin' demeleri ay?p bir?ey.
Sizin d???n?zda yaz?lan kö?e yaz?lar? ve Serdar Turgut'un tepkisini nas?l buldunuz?
Ki?ilere mahsus cevap vermek istemem. Baz? yaz?lara güldüm geçtim. Medyada kim, neyi, niçin yazar biraz biliyorum. Baz?lar?, bu durumdan farkl? bir ?ekilde faydalanmak istedi, baz?lar? da buldum bir f?rsat? 'çimdikleyeyim' dedi. Ben o yaz?y? üç fas?lda yazd?m, gürültüye de ald?r?? etmedim. Çünkü ?una inan?yorum; bir gün bu yaz?lanlar?n gürültüsü pat?rt?s? diner, akl? selim ve kalbi selim devreye girer. Baz? yay?n yönetmenlerine söyledim....
Ne söylediniz?
Toplum sizi d??layacak, marjinalize edecek, buna devam etmeyin dedim.
Bu gürültünün ard?ndan nas?l bir refleks geli?tirdiniz?
Kulaklar?m? t?kad?m ve devam ettim. Türkiye'deki bo?luk bu i?leri de?erlendiren hakem rolü üstlenebilecek, bilimsel ara?t?rmalarla durumu de?erlendirecek üçüncü ?ah?slar?n olmay???. ?leti?im fakülteleri ne i?e yarar bilmiyorum. Bu i?lerde bilimsel metodlarla devreye girmeleri laz?m.
HAD?S ?LM?NDEK? NEZAKET GAZETEC?YE YETER DE ARTAR
Gazetecilik iyiyi de kötüyü de de?ifre ediyor. Bu meslekte g?ybette var, ki?inin mahremine müdahale de. Dini hasasiyetlerle gazetecilik yapmak ne kadar mümkün?
Habercilik yapmak için elimizde kriter var. Mesela sadece Hadis ilmindeki nezaket bile bir gazeteciye yeter de artar. Hadislerde referans al?nacak o kadar çok ?ey var ki... Hiç bir dinin mensuplar?, böyle bir yaz?l? disiplinden geçmemi?tir. Ashaptan biri Peygamberimizin her söyledi?ini kaydediyor. Peygamber Efendimiz diyor ki; 'Bu iki dudaktan yalan ç?kmaz, 'of' da desem yaz'. Elimizde yaz?l? senedi olan bir din var. Bir söz nas?l al?n?r nas?l yaz?ya geçirilir. Gazetecili?i tecessüs de?il, tefekkür burcu olarak görmek laz?m. Ciddi analizlerin yap?labildi?i bir meslek olmal?.
Zor de?il mi?
Çok zor. Bir bilgiyi ta??y?p sorumlulu?unu almak zor. A??r bir yüktür, hakk?yla ta??rsan güvenilir olursun, sevilirsin, say?l?rs?n. Ta??yamazsan gider bir kuyuya ba??r?rsan o ba??r?? kuyuda kalmaz.
Zaman'?n bu y?l ki kampanyas? 'Ön yarg?lar?m?z görünmeyen duvarlar?m?z' slogan?yla ç?kt?. Geçen y?lda insanlar?n 'yaftalama' zihniyetiyle ile ilgiliydi. Bu istikrarl? 'ahlakç? duru?' bir gazeteci duyarl?l??? m? yoksa dinin vaaz etti?i ?eyler mi?
Bu kadar laik dü?ünmüyorum. Dinin alanlar? ?urada ba?lar, burada biter sonra meslek hayat? ba?lar, diye yakla?m?yorum olaya. Dini ve gazetecili?in alanlar? olarak ay?rm?yorum. Sonuçta insanlar hangi mesle?i yaparsa yaps?n, ferdi olarak bir hayat tarz? tercih ediyor, bu hayat içerisinde kutsal? olabiliyor. Medyaya has bir?eydir; kutsal? olmama gibi bir kutsama vard?r. Geçenlerde bir arkada??ma sordum; senin kutsal?n ne? Sadece din olsun demiyorum. Ailen mi, e?in mi, a?k?n m?, neyin? E?er 'kutsal?m yok' dersen hiç bir?eysin. Mesela; bir doktor, dindar olursa dinin ?efkat ve merhamet yönüyle baz? isimlerin tecellisi olur. Cenab-? Hakk?n, ?efik ismine, ?afi ismine, Rahim ismine dayan?r, mesle?ine bamba?ka bir boyut katabilir.
Medya kendinden olmayanlara kar?? ön yarg? duvarlar?n? ne kadar k?rabildi?
Çok da k?rd??? söylenemez. Bizim medya a?iret gibi ya??yor. Grupça, toplumdan kopuk, belli kulüplerde biraraya gelen, marjinal konulardan konu?an, çar??ya pazara da çok fazla inmeyen, vatanda??n aras?na kar???p da bir bayram günü Itri'den seda duymayan bir zümre. Duvarlar var ama bunu teorik olarak yaz? ve çiziyle gidermek mümkün de?il.
Ba?ka bir yay?n organ?ndaki yazarlar?n ba?örtülülere 's?kma ba?' dedi?inde, küçültücü adlar takt?klar?nda, gazetenizde aç?k kad?n foto?raf?n? yay?nlamay???n?z? ele?tirdiklerinde ne dü?ünüyorsunuz?
Türk hukuk sistemindeki ayr?mc?l?k suçunun mutlaka hayat?m?za geçirilmesi gerekti?ini dü?ünüyorum. 'Gericiler' demeyi kendinde hak görüyor. Kimseye 's?kma ba?' diyemezsin. 'Ba?örtülü bir muhabir siz de çal??abilir mi?' diye sorulunca; Bir yay?n yönetmeni ç?k?p; 'gitsinler Yeni ?afak'ta çal??s?nlar' diyor. Bu suçtur. Ayr?mc?l?k suçunun alt ba?l?klar? var. Cinsiyet ayr?m?, inanç ayr?m?, kimlik-köken ayr?m?, tercih ayr?m? yapamazs?n?z.
Türkiye'de buna medya eti?i olarak bak?l?yor...
Evet bir yönüyle medya eti?i ama ba?ka bir yönüyle suçtur. 30 y?l önce siyahlara 'negro' deniliyordu. Ama ?imdi 'negro' dendi?inde hapse at?l?yorlar. Asyal?lara k?rk y?l önce 'çekik göz' deniliyordu. Ama ?imdi kimse diyemez. ?nsanlar? a?a??lay?p; 'falan partiye oy verenler ?öyledir' dedi?inizde nefret suçu olu?turdu?u için kanun yakan?za yap???r. Bizde yarg?, hukuk henüz dünya normlar?nda de?il. Türkiye'de bir pervas?zl?k ve sorumsuzluk var.
Hat?rlarsan?z Ay?e Arman bir dönem 'Zamanda benim yaz?lar?m yay?nlanmaz' demi?ti...
Bu tür tart??malar maalesef ço?u kez abesle i?tigal. Ben o topa hiç girmedim.
Neden?
Çünkü absürd bir?ey. Mesala; Fehmi Koru Hürriyet'e gidecek mi? Belki de ne bileyim hiç istemiyor. Sanki Fehmi Bey can at?yormu? gibi yükleniyorlar üstüne bir de nizam veriyorlar her?eye. Nihal Bengisu oraya gitsin, Ay?e Arman buraya gelsin... Bence herkes di?erinin konumuna sayg? duymal?. Sen Nihal'in ba?örtüsüne, o da senin tercihine sayg? duyuyorsa zaten bir arkada?l?k olu?mu? demektir.
Ay?e Arman 'Ekrem Bey ben sizinle çal??mak istiyorum, beni i?e al?r m?s?n?z?' dese ne yapars?n?z?
Valla Ay?e çok zeki bir kad?n. Faydal? da bir insan ama her gazetenin bir okur kitlesi ve yay?n ilkesi var. Hürriyet'in de öyle. Kimse kimseyi dönü?türmeye kalkmamal?. Ay?e Arman benimle röportaj yapt? ve yay?nland?. Nihal'le (Bengisu) yapt?, o da yay?nland?. Önemli olan birbirimize sayg? duymam?z. Benimle röportaj yapt?ktan sonra baz? meslekta?lar?ndan yedi?i sopa ona yetiyor.
Kendi mahallesinde de bask? görüyor o zaman...
Tabiki. Bunun için kö?e yazan insanlar oldu. Bazen de yaz? yazmadan hesap soranlar oldu. 'Neden ?u soruyu sormad?n, neden röportaj yapt?n.' diye. Ama Ay?e Arman'?n o konudaki duru?unu be?endim.
SOL MEDYA BO?LU?U ÖNEML? B?R SORUN
Gazete siz geldikten sonra dönü?üm süreci ya?ad?. Zaman'?n sesinin on y?l öncesine göre daha kararl? ve gür ç?kmas?n?n sizinle ilgisi var m??
Ben gazete yönetiminin bir ortak ak?l ve vicdan üzerine olmas? gerekti?ini dü?ünüyorum. Bu orkestran?n önünde bulunuyorum ama burada yap?lan gayreti, eme?i ve çal??may? kendime maledip, gurur duyacak bir insan de?ilim. 2001'den beri belli periyotlarla haftal?k toplant?lar yap?p, önce bir haftal?k yay?nlar?m?z? mercek alt?na al?yoruz.
Cesaret grafi?inin yükselmesinin içinde bulundu?umuz süreçle bir ilgisi var m??
Tabiki. Türkiye, çok kritik bir yere geldi. Bu dönüm noktas?nda, ya içine kapanacak; 1970'lerde ya?ad???m?z olaylar, 28 ?ubat'ta ya?ad???m?z olaylar gibi, döneme girecek. Ya da Türkiye kap?s?n?n önünü temizleyecek; her bireyi birinci s?n?f vatanda? yapacak, gerçekten kat?l?mc? ve ço?ulcu demokraside önemli yol katedecek ve bir imparatorlu?un gölgesinde, önemli bir medeniyetin mirasç?s? oldu?unu hat?rlayacak. Aç?kças? burada gev?ek durmak, a??rdan almak, telepati yoluyla mesaj vermeye çal??man?n zaman? olmad???n? dü?ünüyorum. Demekki ortak vicdan da daha gür bir ses ç?kmas?n? gerekli buluyor. Burada çok genç, dinamik ve ciddi gazetecilik yapmaya çal??an bir kadro var. Hatta bizim en büyük suçumuz solcu olmamak. Bu yapt?klar?m?z? solcu gazete kimli?iyle yapsayd?k bizi yere gö?e s??d?ramazlard?. Bunu Cumhuriyet yapsayd? Nobel ödülünü bile al?rd?. ?aka, ?aka...
'Biz Cumhuriyet Gazetesi'nden daha iyiyiz' demek mi bu?
Cumhuriyet'i küçük gördü?üm için söylemiyorum. Ke?ke Cumhuriyet Gazetesi de kendisini yenilese. Türkiye'de muhalefet s?k?nt?s? oldu?u söyleniyor ama bence sol medya s?k?nt?s? var.
Sol gazeteden anlad???n?z nedir?
Özgürlükçü, sosyal demokrat, sokaktaki insan?n hakk?n? müdafa eden, devlet eliyle vatanda?? dövmeyen. Tam tersi devletin sopas? kalkt???nda; 'bir dakika ben varsam, sen vars?n diyen' bir sol gazeteyi çok arzu ediyorum. Böyle ciddi bir gazete olsa da a??k atsak.
Zaman'?n vitrininde sadece Ekrem Dumanl? var. Genç bir kadro olmas?na ra?men marka bir isim yok. Neden?
Çok asl?nda. Zaman'?n bütün yazarlar? toplumun en be?enilen kanaat önderleri aras?nda.
Yaz? i?leri ve muhabir kadronuzda neden yok?
Star habercili?ini savunmuyoruz. Çünkü muhabir star de?ildir. Bu anlamda kendi içimizde çok mesafe ald?k. Her y?l muhabir alarak, o muhabirleri bir e?itimden geçiriyoruz ve özel ihtisas alanlar? olu?turuyoruz. Bu y?l herkes ekonomik krizden dolay? muhabir ç?kar?rken, biz buraya üçyüz ba?vurunun içinden, k?rk ki?i ald?k.
Gazeteniz ekol oldu deniyor. Zaman kamuoyuna kimleri kazand?rm??t?r?
Vitrinde de çok ismimiz var. Mesela; Mümtazer Türköne'yi be? y?l önce çok az insan tan?yordu. Ama Zaman Gazetesi'nde yazmaya ba?lad?ktan sonra herkes fark etti. Bejan Matur, ?ahin Alpay iyi bir gazeteciydi ama ?imdi çok önemli bir kaanat önderi. Ahmet Turan Alkan da öyle. Zaman'?n okul oldu?unu Enis Berbero?lu da yazd?.
Ne yazd??
Bir zamanlar biz böyle gezilere giderdik o gezilerde herkes ba?ka gazetede çal???yordu ama Cumhuriyet kökenliydi. Bugün Zaman gazetesi kökenli birçok isim ç?karabilirim. Çünkü bu camiada 1986 y?l?ndan ba?layan bir gazeteden söz ediyoruz. Zaten Zaman'?n bir süre avantaj? var. 1986 y?l?nda bu cephede böyle bir gazete yoktu.
Zaman 'cemaat gazetesi' alg?s?n? ne kadar k?rabildi?
Türkiye'de bu i?i sistematik bir ?ekilde yapan insanlar var. Kar??s?na bir rakip ç?kt??? zaman bir çerçeve çiziyor alan? daralt?yor, bir yere hapsediyor. Kim niye yap?yor bunu?
Etkisiz hale getirmek için. 'Dinci ve cemaat' tabirleri bunun için üretildi. Buna odakland???n?z zaman hareket alan?n?z? daraltm?? oluyorsunuz. Bu tarz ?eylerle çok kar??la??yorum ama hiç umursam?yorum. Bir ki?i direksiyona oturdu?u zaman, 'arkamdan t?r geliyor, kar??dan kamyon geliyor' dememesi laz?m.
1 M?LYON PS?KOLOJ?K B?R E??K
Hedefiniz gazetenin traj?n? bir milyona ç?kartmak. Bunun maddi manevi nas?l bir anlam? var sizin için?
Bence bir milyon bir psikolojik e?ik. Bir dü?ünce gazetesi 'ellibinden fazla satmaz 'gibi uydurulmu? efsane var. Halk sahip ç?karsa üç milyon da satar, be? milyon da.
Gazetenizi daha önce de 1 milyona ç?karmak istemi?tiniz ama olmad?. ?imdi bu hedefin gerçekle?mesi için ekstra bir çal??man?z var m??
Da??t?m konusunda yeni deneyimler elde ediyoruz. Da??t?c? ya?mur, kar gibi hava olaylar?nda i?ini aksat?yor. Sonra insanlar dertlerini büroyu aray?p söylüyorlar. Bu sebeple bizim bu aksikliklerden haberimiz olmuyordu. Bu duruma çözüm olmas? için büyük ça?r? merkezleri kurduk. Seksen ki?ilik abone ve sat?? yapabilecek çok iyi bir ekibimiz var.
Bir milyon Türkiye bas?n?nda k?r?lmam?? bir rekor. Bu rakam gazetenin al?c? profilini daha geni? aç?da içine almas? demek. Bir gazetenin birçok kesim taraf?ndan benimsenmesi onun kimliksizle?mesi aç?s?ndan olumsuzluk de?il mi?
Sizin tak?nd???n?z tavr? al?nganl?kla kar??layanlar oluyor. O al?nganl?kla kar??lanan tepki, bir do?rulu?u ve gerçekli?e dayan?yorsa, yani siz de hakl?l?k pay? görüyorsan?z bunu de?erlendirmek zorundas?n?z. Ama bazen her itiraza kulak vermek, risk alamamak, bu kadar de?i?imin ve dönü?ümün ya?and??? bir ülkede en kötü tercihtir. 'Herkesi memnun edeyim gazetecili?i' olmaz. Bu gazetede sa?, sol, liberal kesimden gelen insanlar var. Zaman Gazetesi de Yeni ?afak da çok sesli gazeteler. Bir de tam tersi koro halinde yazan gazeteler var. Bu gazeteler insanlara farkl? görü? sunmuyorlar.
Bir dönem merkez medya gazetenizin abone uygulamas?n? ele?tirmi?ti. Ama ?imdi onlar da abonelik uygulamas?na ba?lad?lar. Aboneli?in popülaritesi neden birden artt??
Türkiye bu saçma kavgadan dolay? on y?l?n? kaybetti. Abone usulüyla gazete satmak, dünyan?n en modern gazete sat?? ve pazarlama tekni?i. Amerika'da yüzde 74.6 Japonya'da ise yüzde 90 kadar ç?k?yor. Dünyada trajlar? yüksek olan bütün gazeteler abone usülü da??t?l?yor. Türkiye'de 'bayiden gel al' gibi komik bir uygulama var. Peki ben neden bayiye gidip hergün gazetemi almak zorunday?m? Bir de satt???n?z gazetenin iade edilme k?sm? var. Diyelim ki; yüz bin bas?l?yor, bunun ellibini geri al?n?yor. Bizde iade yok denecek kadar az.
Zaman'?n yay?n yönetmeni olmak zor de?il mi? Siyaset, medya, dengeler...
Tabiki çok zor. Zaman okuru gazetenin sahibi gibi hisseder kendini. Bu gazeteyi alan kim olursa olsun ekstra bir?ey görmek istiyor. Dilde, haberde, gramerde daha titiz olmas?n? istiyor. Bu hangi duygularla söylenirse söylensin ç?tay? zorluyor. Modern yöneticinin anlam? gelece?in onbe? y?l?n? hesap edebilmektir. Dünyada medya nereye gidiyor, medyan?n gidi? seyri içinde Türkiye nereye gidiyor, Türk medyas? nereye gidiyor ve biz nerede olmal?y?z sorusu hadiselere çok global bakmay? gerektiriyor. Küçük hesaplar yapan biri ba?ka gazetelerde olsa bile burada bar?namaz. Burada ba?ar?s?zl?ktan kaynaklanan bir hayal k?r?kl??? ba?ka yerlerdekine benzemez. Bizde sorumluluk çok fazla...
F?K?R DE YETMEZ TEFEKKÜR LAZIM
Eski Hürriyet yazar? Emin Çöle?an, Hürriyet Gazetesi'nin etkinli?inin azald???n? ve itibar?n?n zedelendi?ini söylemi?ti. 60 y?ld?r zirveyi oynayan Hürriyet'e kar?? bu ele?tiri, size ne kadar gerçekçi geliyor?
Bir kurumun, di?er bir kurum hakk?nda yorum yapmas?n? do?ru bulmuyorum. Aç?ktan diyorum ki; falan gazete bu gazetenin yerine geçer' Bu kehanetin ana felsefesi nedir? Buna toplum karar verecek. Hürriyet derlenir, toparlan?r ça??n gereklerini ve Türkiye'deki sosyal gerçekleri do?ru okursa belkide f?rsat? kaç?rmam??t?r. Böyle bir öngörüde bulunmak do?ru de?il. O yüzden kehanet yapanlar, prensip kehaneti yapmal?lar.
Nas?l?
Demeliler ki; '?u ?artlarda ?unlar 'olur. Teknolojik geli?me, gazeteleri bir format de?i?ikli?ine zorluyor. Bu de?i?ikli?in içerisinde ak?l yetmez, hikmet gerekiyor, hikmet yetmez, marifet gerekiyor, gazetecilik çok daha sofistike bir yere do?ru gidiyor. Art?k hiçbir ?ey gizli kalmayacak. Ben gazetelerin fikir yönünün tefekküre kayaca??n? dü?ünüyorum.